31 Mayıs 2010 Pazartesi
Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.
Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi'ne bu satırlarla başlıyor. Bir kitaba başlamak için seçilebilecek en hüzünlü cümle sanırım. Ama düşündürüyor insanı, orası kesin. Bugün çok sıcak bir havada, yüzüme vuran ılık bir rüzgar eşliğinde, motosikletle eve döner ve bir yandan da yol boyunca yanımda uzanıp giden parlak denizden gözlerimi alamazken aklıma geldi aniden. Düşündüm ki sahibi uykusunun derinliklerinde gezinirken benim dakikalarca hayranlıkla izlediğim bir çift göz kapağı hayatımdaki en mutlu anın en iyi yardımcı kadın oyuncusu olabilir. O nasıl bir iç huzurdu yarabbim ! Şu an bunları düşünmemin ve yazıya dökmemin ise Trentemoller'den Miss You'yu dinlemem ile tabii ki hiç bir alakası yok..